İçimizde yüzyıllar öncesine ait bir anıyı veya parçayı paylaşan ülkelerdir aslında Balkan Ülkeleri. Arnavutluk, Bosna-Hersek, Saraybosna, Hırvatistan, Karadağ, Kosova, Makedonya, Sırbistan gibi ülke veya şehirler, döneminin cihan üzerindeki en büyük imparatorluğu Osmanlı’nın izinden gitmek gibidir. Bazen gelenekleri, kültürleri, yaşam tarzları, müzikleri  vs. çok benzer bizlere. Tabi özellikle son zamanlarda çoğunun bizlerden vize istememesi tercih sebebi olmasına da katkı sağlamıştır(Hırvatistan hariç). Bizde sizler için güzel bir program hazırladık… Haydi şimdi birlikte gezelim.

Uçaktan inişiniz ile birlikte başlar bir haftalık, anılarla dolacak yolculuğumuz Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da. Sırbistan asma bahçeleri, yemyeşil ovalara kurulu manastırları, nehirleri, gölleri ve kaplıcalarıyla insanı büyüleyen bir ülke. Temiz havası ve birbirine aşık iki nehrin (Sava ve Tuna) buluşmasına tanıklık eden başkent Balgrad ise farklı kültürleri bir potada eriten dokusuyla büyülüyor. Fatih Sultan Mehmed'in uğruna yaralandığı ama fethinin Kanuni sultan Süleyman'a nasip olduğu Osmanlı donanmasının ikmal merkezlerinden Belgrad kalesini de içerisine alan güzel bir gezi ile başlıyorsunuz keşfetmeye. Canlılığın ve hareketliliğin sembolü Avrupanın en eski kentlerinden biri olan Belgrad’da Şehit Ali Paşa'nın türbesi ve Bayraklı Camii görmeden, yerel Balkan ezgilerini de dinleyebileceğiniz Skadarlija caddesine uğramadan ayrılmamalı.

iki asır boyunca Balkanlar'ın kültür başkentliğini yapmış, 1914'te Avusturya-Macaristan Veliahdı Arşidük Franz Ferdinand'ın Sırplar tarafından bu arada öldürülmesi üzerine Birinci Dünya Savaşı'nın çıktığı yer olan, 1992 savaşında ise Sırp, Hırvat ve Boşnaklar'ın kendi aralarındaki yıkıcı savaşları sonucu büyük tahribata uğramış, fakat güzelliğini halen büyük ölçüde koruyan Saraybosna’ya vardığınızda Başçarşı’da gezecek, burada bulunan Boşnak Börekçileri, kahveciler, kuru yemişçiler, camiler, pazarlar… size kendinizi ufak bir Anadolu şehrinde geziyor gibi hissettirecek. Şehrin dinsel kozmopolitliğini yansıtan Katolik Katedrali, Sinagog, Hüsrev Bey ve Ferhadiye Camileri, 1914'te Franz Ferdinand suikastının gerçekleştiği Latin Köprüsü, Eski Kütüphane, şehrin 40 yıllık Avusturya-Macaristan yönetimi sırasında oluşmuş ve batı tarzı binaları görebileceğiniz noktalar arasında. Geçmişin kötü günlerini silip tarihi ve kültürel eserleriyle yeniden şahlanmaya hazırlanan kent Osmanlı döneminden kalan eserleriyle ziyaretçilerine nasıl da dimdik ayakta kaldığını anlatıyor.

Ertesi gün Mostar sokaklarına varınca çok farklı bir manzara ile karşılaşıyoruz. Duvarlardaki kurşun izleri, her caminin yanında yada sokak başlarındaki mezarlar insanı gerçekten çok etkiliyor. Bosna Savaşı’nın tüm gerçekliği hala Mostar sokaklarında yaşanıyor. Mimar Hayreddin tarafından 1566 yılında inşa edilen ve Osmanlı mimarisinin bir şaheseri olan Mostar Köprüsü bunun en bariz örneği aslında. 15. yüzyıldan itibaren Osmanlı eserleriyle donatılmış 16. yüzyıldaki dokusuyla günümüze kadar bozulmadan ulaşmış Osmanlı köyü Poçitel’e geçtiğiniz’de ise, sokakta gezen küçük çocukların dahi Türkçe konuştuğu bu otantik köyü görünce kendinizi evinizde gibi hissedebilirsiniz.

Adriyatik sahilindeki olağanüstü manzaralı yollardan geçerek Karadağ’ın kıyı şehri Kotor’u görüyoruz. Nefes kesen manzarası sizleri büyülemeye yetecektir ;) Yol üzerinde son durağınız ise muhteşem sahilleri ve renkli gece hayatı ile Balkanlar’ın en ünlü tatil merkezlerinden biri olan Budva oluyor.  Hawaii’ye benzerliğiyle ün yapan St.Nikola Adası, Stari Grad’ı ve kalesiyle ziyaretçilerini hayran bırakıyor. Kendinizi Budva gecelerinde güzel bir eğlenceye bırakma zamanı geldi J 

Kotor’a gideceğiniz gün içerisinde Hırvatistan’ın sahil şehri Dubrovnik’e geçerek meşhur Stradun Caddesi, Onofrio Çeşmeleri, Rector Sarayı, Franciscan Manastırı, Orlando Sütunu, St.Balaise Kilisesi ve Sponza Sarayı gibi noktaları gezebilirsiniz. Unutmayın! Hırvatistan AB üyesi olduğu için Hırvatistan veya Schengen vizesi gerekmekte.

Ertesi günümüzde giriş yapacağımız Arnavutluk’ta İşkodra’dan geçerek, 20. yüzyıl boyunca savaşlar arasında kalmış Balkanlar'ın dağlık ülkesi Arnavutluk'un başkenti Tiran'a gidiyoruz. 1614'te Süleyman Paşa tarafından imar edilen ve 1920'de Arnavutluk'un başkenti olan bu güzel şehri gezerken Ethem Bey Camii, tarihi Saat Kulesi, Ulusal Müze, Opera ve Bale Binası, Parlamento ve Başbakanlık Binaları, Cumhurbaşkanlığı Köşkü, Rahibe Teresa Heykeli ve İskender Bey Meydanı göreceğimiz yerlerden bazıları. Ardından Balkanların en büyük ve en popüler göllerinden biri olan Ohrid gölünde tekne ile yerel müzikler eşliğinde eğlenerek, gölün müthiş manzarasını izleyebilirsiniz. Ortodoksların en kutsal manastırlarından biri olan St.Naum Manastırını ve çevresinde Ohri gölünü oluşturan tabiat mucizesi su kaynakları ise artı bir güzellik katıyor.

Artık Makedonya’dayız. Buraya gelmişken,  Taverna Gecesinde hem Makedonya’nın yerel yemeklerini tatma, hem de Makedon Müzikleri ve Folklor gösterileri ile Makedonya kültürünü yakından tanıma fırsatına sahip olacaksınız. Güzel bir gece eğlencesi sonrası sabahın en güzel haliyle Makedonya'nın tarih ve kültür cenneti olan Manastır (Bittola)’ya gidiyoruz. Şirok Sokağı, Eski Çarşı (Osmanlı Bedesteni), Yeni Cami ve İshak Çelebi Camii gibi noktalar gördükten sonra bu şirin şehirde Mustafa Kemal Atatürk'ün mezun olduğu İdadiyi (Askeri Lise) ve buradaki Atatürk Müzesi'ni de ziyaret etme şansını bulacaksınız.

Son durağımız ise Balkanların en güzel şehirlerinden birisi olan Üsküp. Üsküp’ün en önemli yapısı Taş Köprü. Köprünün bir tarafında Eski Şehir bulunuyor. Burada ağırlıklı olarak Türkler yaşıyor ve çalışıyor. Diğer taraf ise Yeni Üsküp olarak geçiyor. Üsküp Eski Şehri aynı ufak Türk şehirleri gibi. Her yerde Türk markaları var. Etrafta çok fazla Türkçe konuşan var. Davut Paşa Hamamı, Kapan Han, Üsküp Kalesi, Sulu Han, Arasta Cami, Stevi Spas, Mustafa Paşa Cami, Kurşunlu Han ve Bezisten gibi şehrin en önemli yerlerini gezebileceksiniz. Ünlü köfteci Destan’da biraz da köfte atıştırınca iyice kendimizi ülkemizde gibi hissediyoruz.

Bol bol anı ve fotoğraf toplayıp veda edeceğiniz turumuza 17 Mayıs'ta sizleri de bekleriz ;)